Mezuniyet

Bazen güzel şeylerin güzel kalabilmesi için bitmesi gerekir.
Mevsimlik bir çiçeğin mevsiminde açması gibi.
O çiçek solup yaprakları döküldüğünde üzülmemeli insan. Bir sonraki mevsiminde daha gür
olacak olan bu bitkinin daha güzel çiçek açacağının bilincinde olmalı.
En son çiçeğimi dökmemin ardından seneler geçmişken ve şu genç yaşına rağmen tekrar
açmasına ihtimal vermediğim anda tekrar açması…
Bu geçen yıllarda yalnızlık olgunlaştırmıştı beni.
Sessiz ve umutsuz bekleyişin ardından gelen mutluluk, benim için yere göğe sığamayacak kadar
çoktu. Bu gece o çok kısa 41 günün ardından “41 kere maşallah” dememekten kaynaklanacak ki yine
soldu çiçekler.
Ama üzgün değilim. Çünkü o mutluluğu hiç yaşamama ihtimalim de vardı ve yaşamış olmanın
bana tekrar kattığı heyecandan çok memnunum. O kadar ki, eğer şimdi geçmişe dönüp tekrar seçme
gibi bir hakkım olsa o anı biteceğini bile bile yine seçerdim.
Her birleşmenin yeni bir haz ve her ayrılığın yeni bir ders verdiğine inanıyorum. İlk ve orta
öğrenimim biteli yıllar oldu ama bu gece yarısı o beklenen teneffüs zilini tekrar duydum. Evet,
teneffüse çıkan bir çocuk kadar mutluyum şu an.
Mutluluğum ders bittiği için değil; birçok eksiği olan biri olarak bu derste eksiklerimi biraz olsun
giderdiğim için. Bu kısa süre bir sürü kazanım ve güzel anılarla dolu.
İlk defa biriyle gülerek ayrıldık. Buruk gülüşler belki. Ama yine de gülerek… Bu ayrılığın adını mezun ayrılık koydum.
Çünkü bu gece ben çaldığın o teneffüs ziliyle sınıfı terk etmek zorunda kalmadım sevgili, sadece o güzel kalbinde son dersti, mezun oldum…

Diplomam dikdörtgen değil, kalp şeklinde olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Keyifsiz

Unutulmaz