Türkü

Biz seninle sana haber vermeden her gece sözleşip buluşuyoruz rüyalarımda. Gece uyanmalarımın sayısı yok artık. Yarım saatte bir uyanıp geri yatıyorum seni tekrar görme umuduyla. Ama maalesef sen her gece sadece bir kere geliyorsun. Uyanmamın nedeni, aklımın ruhuma tesellisi aslında:
Çünkü insanlar sadece rüya görürken uyanırlarsa o rüyayı hatırlarlar. Aklım adeta "Bak ben sizi görüştürüyorum sen canını sıkma." diyor. O kadar gerçeksin ki rüyalarımda ve gerçekte bana bir rüya kadar uzaksın ki, bilinçaltıma teşekkür ediyorum bizi buluşturduğu için.
Bu gece yüzüne düşen birkaç tutam saçını aldım dikkatlice yüzünden, kulağının arkasına attım. Zaten yüzünü çok az görüyorum bari saçın düşmesin yüzüne.
Konuşurken karşımdakini muhabbete katabilen ben, seni muhabbete katamadım bugün üzgünüm; gözlerine bakarken aptala döndüm, konuşamadım çünkü. Rüyalar çok uzun gelse de sadece birkaç saniye sürer ya, ben o anlarda konuşmak yerine hemen önünde durup gözlerine bakmayı tercih ediyorum:
O birkaç saniyelik mutluluğu zirvede yaşamak için. Bu arada seni bilmeyenler var ya da başkalarıyla karıştıran, hatta sen bile benim seni kafayı sıyıracak kadar sevdiğimin farkında değilsin. Canın sağ olsun ben sen gör diye değil benim içim rahat olsun diye yazıyorum:
Türküleri sevmezdim düne kadar hatta duymaya tahammülüm olmazdı. Artık dinliyorum o şarkıların bazılarını, sırf adları türkü diye.
Bir de içime en çok işleyen şarkı var Gökhan Türkmen'den, sende seversin Gökhan Türkmen'i hani o güzel sesiyle söylüyor ya “Yeter, demek yetmez ki bazen; ah içimde bir öykü ağıtlarla biter. Gülen yüzüne taptığım bir sen; ah içimdeki türkü dudaktan kalbe düşer.”

Rüyamdaki senle içimdeki seni aldattığıma üzüldüğümü bilsen, gerçekteki sen ne derdin acaba?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Keyifsiz

Unutulmaz

Mezuniyet