Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bekle

Bekle can bu da bitecek. Tek ettiğin sitem kitap okumadığın günlere olsun. Küçükken okuyup büyük adam olacağım diye söz vermedik mi her birimiz? Babama verdiğim bir söz var; verdiğim tüm sözleri tutacağım diye. Tuttum, tutuyorum, tutacağım. Yapmadım mı hatalar da peki? Yaptım. Ama kim yapmadı ki deyip suçlamayacağım kimseyi. Büyüklük sorumluluğu da gerektirmez mi? Şimdilerde büyüğüm diyemem ama çok küçüktüm o zaman. Hem özür de diledim. Bazen özür dilemekten başka bir şey gelmiyor dilden. Eldense uzun süredir bir şey gelmiyor zaten. Aslında özür dilemek de çok klişe oldu artık. Bir daha birini kırarsam özür değil, af dileyeceğim. "Affet lütfen." Bu manasını daha çok karşılıyor gibi. Umarım kimseyi kırmam. Af dilemek istemediğimden değil, gerçekten kimseyi kırmak istemediğim için. Hem ben beni kıranları çoktan affettim. Unutmasam affetmezdim belki. Hatırlamıyorum ki. Ne zaman çocukluktan çıkıp genç oldun desen annemin misafire kahve yaparken sende ister misin diye sorduğu

Unutulmaz

Elini uzatsan ulaşırdın aslında. Şimdi aramızda koca koca binalar, yollar, tarlalar, adalar ve denizler var. Bir baktığımız gökyüzü aynı. Onu da güney yarım küreye gidip farklılaştırasım var... Uzaktayken herkes özler. Yanındayken özlemek olay. Gerçekten o kadar çok sevmeyip de seviyorum, ölüyorum, bitiyorum diyenlere kızıyorum en çok. Ve sakinim aslında diğer tüm konularda hiç olmadığım kadar. Denize fırlatmıyorum artık çakıl taşlarını. Sana ulaşmasın diye yaptığım dalgalar. Sonbaharda uçuşan yapraklar kadar sevebilirdim seni. Yapraklar büyüdükleri ağaçları severdi o kadar. Koşullar izin vermeyince düştüler onlarda. Rüzgarda savruldular. Sonuç? Yok. Ama rüzgar önemli. İster İlhan Şeşen'den ister Barış Akarsu'dan dinle şimdi... Bazı şarkılar unutulmaz...